Çevreciler adına açıklama yapan Renate Ömeroğlu “İklim krizinin kötü sonuçları da, failleri de bellidir. Sorunun karbon salımını kapitalist devletlerin vaz ettiği karbon borsalarında azaltma yoluyla çözülemeyeceği açıktır. O nedenle iklimi değil sistemi değiştir. Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen ormanlarında yaklaşık bir yıldır mücadele veren köylüler ve çevreciler iklim adaleti için yola çıktı. İklim Adaleti Kervan’ı hareket etmeden önce İkizköy Akbelen Ormanı Nöbet Alanı’nda bir basın açıklaması yapıldı.
TERMİK SANTRALLER HAYATIMIZI CEHENNEME ÇEVİRMEYE DEVAM EDİYOR
Basın açıklamasını okuyan Renate Ömeroğlu “İklim Adaleti Koalisyonu’nun üyesi ve bütün dünyada yürüyen İklim Adaleti Kervanı’nın Türkiye’deki başlama yeri olan Muğla-Akbelen’den, tüm bileşenlerimiz ile sesleniyoruz. Yıllar önce kapatılmasına karar verilmiş ilimizdeki 3 termik santralin hayatımızı cehenneme çevirmeye devam ettiğini bir kez daha dillendiriyoruz. Yakınlarda bu santrallerin yararına çıkarılan Maden Yönetmeliği değişikliğinin, sonuçlarını somut olarak Akbelen-İkizköy’den başlayarak gecikmeksizin göstermeye başladığını, sıranın hemen yanındaki Yatağan’a geleceğini ve bütün ülkenin zeytinliklerinin tehdit altında olduğunu biliyoruz. Sermaye birikimi için doğanın metalaştırılıp tüketilmesinin, yeni olmasa da ülkemizde, son dönemde vahşi bir hal aldığının farkındayız ve bunun karşısında ormanı, suyu, havayı, insanı, ekolojiyi savunmak için çaba harcıyoruz Doğal sit alanlarının sahipsiz olmadığını, hepimizin ortak varlıkları olduğunu bir kez daha duyurmak istiyoruz. İklim krizini daha da ileri götürecek, Korunan Alanlar Yönetmeliği’nde yakın zamanda yapılan, kabul etmediğimiz değişiklikleri dava ettiğimizi duyuruyor, hepimize ait doğal varlıkları, dolayısıyla yaşamımızı tehdit ettiğini biliyoruz. Yapılanlar: doğayı metalaştırarak zengini daha da zengin etmek için görüyoruz” diye konuştu.
TERMİK SANTRALLER İÇİN KAMUNUN KAYNAKLARI PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Ömeroğlu açıklamasının devamında, sermayenin karı için vergi indiriminden, kapasite mekanizmasına, tükettiğimiz elektriğin fiyatının artırılmasına kadar her şey yapıldığını belirterek” Hepimizin hayatına kasteden santrallerden birine, Yatağan Termik Santrali için, hepimizin kaynakları peşkeş çekiliyor yatırım teşviki adı altında 2 milyar Lirayı aşkın para veriliyor. Bu, yaklaşık 5 yıllık işçi ücretlerinin tamamının karşılanması anlamına geliyor. “Santral kapanırsa çalışanlar ne yapacak?” sorusunun cevabının nerede olduğunu sorunun gerçek olmadığını gösteriyor. Vicdan ve izan sahibi herkesin payına, buna olmaz demek, karşı durmak düşüyor.
Son değişiklikler, hem insanlar hem de tüm doğal varlıklar arasındaki eşitsizliği artıracaktır kabul etmiyoruz/etmeyeceğiz. Adaletle eşitlik arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu biliyoruz. Acil önlemler alınmazsa sonunun yaklaştığını bildiğimiz dünyanın giderek artan biçimde eşitsizlik üretmeye devam ettiği de ortada. Bu eşitsizliklerin doğanın (ve bir parçası olan insanın) tüketilmesi pahasına üretildiğinin farkındayız. Eşitsizliğin tek tek insanlar kadar, devletlerarasında küresel ölçekte de arttığını dünyanın yok olmasına yol açacak düzeye geldiğini biliyoruz. Yoksulluğun, su, temiz hava, gıda gibi en hayati kaynaklara ulaşmayı yoksullar için imkansız hale getirdiğini vahim bir durumla yüzyüze olduğumuzu kabul ederek başlamamız gerekiyor. İklim Adaleti Kervanı’nın dünyanın birçok ülkesinde yürüyüşe geçmesi, iklim adaleti talebi için sembolik bir başlangıçtır. Bütün halklar, iklim adaleti diyerek: daha adil ve yaşanır bir dünya özlemini dile getiriyor” dedi.
İKLİMİ DEĞİL SİSTEMİ DEĞİŞTİR
Ömeroğlu açıklamasının devamında ise “ Bütün veriler, yaşadığımız iklim krizinin doğal değil, kapitalizmin geliştiği döneme ait tarihsel bir olgu olduğunu gösteriyor. Adeta ihtiyaçlarımızı belirleyen kapitalizmin sunduğu bu tüketim toplumu üzerinden kazanç sağlama, rant devşirme, sermaye artırma mantığı sürdükçe iklim krizine çözüm bulunamayacaktır. İklim krizine yol açan kapitalizm soyut bir kavram olmadığı gibi iklim krizinin kendisi de soyut bir kavram değildir iklim krizinin kötü sonuçları da, failleri de bellidir. Sorunun karbon salımını kapitalist devletlerin vaz ettiği karbon borsalarında azaltma yoluyla çözülemeyeceği açıktır. O nedenle iklimi değil sistemi değiştir savsözü, toplumsal-ekolojik eşitsizlik yaratan tüm kurumların ortadan kaldırılması talebinin ifadesidir. Kervan, bu talebimizi dile getirmek için yola çıkıyor.
Bugün bir felaketin eşiğine gelen dünyanın kaderini değiştirmek pekala da mümkündür başka bir dünya mümkündür. Hep birlikte yapacağız” dedi.
Kervan Programı
9 Nisan 2022
İkizköy Akbelen Ormanı Nöbet Alanı Kervan Hareket Saati 10.00
Aydın Basın Açıklaması Saati 12.00
EGEÇEP İzmir Dayanışma Ödülleri Etkinliği Buluşması Saati 14.00
İzmir Aliağa Termik Santrali İnceleme Gezisi Saati 15.00
Soma Termik Santralleri İnceleme Gezisi Saati 17.00
Konaklama
10 Nisan Pazar
Soma Hareket Saati 10.00
Çanakkale Çan termik santral alanlarını inceleme gezisi ve basın açıklaması 13.00