Bodrum Kalesi(Château Saint-Pierre) Garnizon Komutanlığı, 1469’un sonunda vefat eden İngiliz Şövalye William Dawnay’den sonra 1470’in sonbaharına kadar ya boş kalmış ya da vekaleten ve muhtemelen başka bir İngiliz Şövalye tarafından doldurulmuştu.
1470 yılında Bodrum Kalesi Garnizonu’nda 50 şövalye ve 100 paralı asker bulunuyordu(*1).
Rodos Şövalyeler Konseyi(convent), 1 Nisan 1470 toplantısında bir önceki yıl Osmanlı filolarının bombardımanına maruz kalan Bodrum Kalesi’nin(Château Saint-Pierre) durumunu ele alarak zaman kaybetmeksizin tamir tahkimat başlatılmasına,12 Mayıs toplantısında ise yiyecek stoklarının artırılmasına karar vermişti(2*). Çok geçmeden Sicilya Kralı Ferdinand , Memluklardan 5 kadırga dolusu kereste, savaş malzemeleri, gemi levazımatları vb satın alıp Rodos’a göndermişti.(3*)
Rodos Şövalyeleri’nin Osmanlı Korkusu, savunma hazırlıkları ve 1470’in Bodrum Kalesi Komutanı
1470’in Temmuz ayında Osmanlı’nın Eğriboz’u fethi, Ege’de deprem etkisi yaratmasının yanısıra Avrupa’ya kadar Türk korkusu yaymıştı. Yenilginin aktörlerinden olan Amiral Niccolo da Canale ülkesine dönükten sonra Eğriboz(Negroponte) kuşatması esnasında Türklere saldırmak yerine korkaklık yaparak Venedik Donanması’nı Girit’e götürme ve geri çağrıldığı halde yardıma gelmeme suçuyla yargılanıp hapse atılmış ve orada ölmüştü. Türk korkusunun Ege’deki her Hırıstiyan, Rodos’taki her şövalyenin hanesine kadar girdiğinden bahseden Grand Master(Emir)’ın mektubuna karşı Papalık tarafından gönderilen mektup, adadaki koşullar hakkında fikir verici olup şöyleydi: “Mektubunuzu aldık…Türklerin yükselişinden endişe duymamız gerektiğini anladık. Bu devasa güçten tabii ki korkmalıyız, ancak derhal toparlanıp hızlı hareket etmeliyiz. Dikkatli ve yürekli olun. Tedbirler alın, tahkimatlar yapın… İtalyan ve diğer Hıristiyan güçlerle birlikte büyük bir saldırı için hazırlık içindeyiz…”(*4)
Sonbahara doğru Château Saint-Pierre(Bodrum) Kalesi Komutanlığı’na Katalan Peder-Şövalye Francesc de Boxols atanmıştı. Aynı günlerde karşıdaki Kos Adası Komutanlığı’nda ise yakın akadaşı eski Bodrum Garnizonu komutanlarından Geltru bulunmaktaydı. Boxols, tayin sonrası ilk işi olarak Conventin(Manastır-Karargah Konseyi) Mayıs’ta aldığı kararları doğrultusunda kalenin fiziki durumu hakkında rapor hazırlayıp Rodos’a göndermiş, çok geçmeden Rodos’tan 300 paralı asker, büyük miktarda erzak, çeşit çeşit alet edavat, güherçile, kükürt, kurşun ve mermiden oluşan mühimmat yollanmıştı. Karşıdaki Jaume de la Geltru da aynı günlerde Kos Adası’nda benzer hazırlıklar içindeydi ve Türk saldırıları neticesinde tahrip olan kaleleri onarmak için Rodos’tan yaklaşık 4 kadırgalık köle talep etmişti(*5)
Eğriboz istilasıyla birlikte Ege’nin hemen heryerinde Türk akınları başlamıştı. Korku atmosferi Château Saint-Pierre(Bodrum) Kalesi’ni de sarmıştı. Olası Türk saldırısı sadece denizden değil karadan da beklenmeye başlanmıştı artık. Garnizon ile Sıravolos Yarımadası’nın yerel Türkleri arasında çatışmalar yaşanmaktaysa da asıl tehlike muhtemelen Menteşe Sancağı askerlerinden beklenmekteydi. Rodos’a 3 ay önce gelip kalmış Nicholas adında bir Türk’ün Kale’de tercüman olarak göreve başlaması, Menteşe askerlerinin taciz saldırılarının arttığını, dolayısıyla Şövalyeler ve Türkler arasında çatışmasızlık müzakereleri başladığını gösteriyordu.(*6)
Bodrum Kalesi tamir tahkimatları
Bodrum Kalesi, 1470-72 arasındaki 2 yıl boyunca 2 komutan (Francesc de Boxols, Aymerich de Spilles) tarafından adeta dönüşümlü biçimde yönetilmişti. Kale’nin batı perdesi 1470-71’de Komutan Francesc de Boxols tarafından güçlendirilmişti. Kendisinden sonra yerine gelen ise 1467/8’de Bodrum Garnizonu’nda görev yapmış olan Aymerich de Spilles’di(Cpils). Bu iki Katalan komutan yakın arkadaştı ve tahkimat yaptıkları perde duvarlarlarına monte ettikleri arma rölyefleri adeta bölüşürcesine herikisinin de aile sembolü birlikte yontulmuştu. Bu rölyeflerden biri 1915’de Emperyalist İngiliz ve Fransız donanmasının bombardımanı sırasında yıkılmış bir duvarın enkazı arasında bulunmuştu. İtalyan Arkeolog Amedeo Maiuri’nin anlatımlarına göre bu taş rölyef, yaklaşık olarak güney perde duvarının ortasında durmaktaydı. Günümüzde yerde sergilenmekte olan bu rölyefte Papalık + GM Orsini + Francesc de Boxols(defne veya şimşir ağacı sembollü) + Aymerich de Cpillc(üç burçlu üç zindanlı kale ve dragon sembolü) + 1471 yontuludur(*). Prof Vaivre’nin tespitine göre ise dörde bölünmüş tasarımıyla kesinlikle sıradışı olan böylesi bir rölyefe Bodrum’da veya Rodos’ta benzerine rastlamak mümkün değildir.(7*)
1471 senesi Şövalyeler dünyasında tamir tahkimat işlerinin çok yoğun olduğu bir seneydi. Öyle ki GM Orsini, hem hazine sorumlusu hem sağ kolu olan Peder-Şövalye Jean de Cardona’yı ateş gücünü artırması için Bodrum Garnizonu’na göndermişti. Eğriboz Savaşı’na 2 kadırgayla katılan bu Şövalye, ilk iş olarak Liman Kulesi’ni ele alıp tadilat yapmış, terasına merlon parapetler ve topçu mazgalları inşa etmiş, bu arada terasın güneyine Papalık, GM Orsini ve kendi armasının olduğu bir mermer rölyef yerleştirmeyi de unutmamıştı. GM Naillac ve Teğmen Mimar Hesso Schlegelholt zamanında yapılan Liman Kulesi ile bu Kule’yi Batı Perdesi’ne birleştiren duvarın üstünü de aynı şekilde merlon parapetlerle kaplayan Cardona, Kule’deki topçu ve okçular sıkışınca Kale içine kaçabilsin diye bir de kapı açtırmıştı. Bu kapı belli ki o tarihten itibaren gizli bir işlev görmeye başlamıştı.(7*age)
Başka bir Cardona yapısı da iç kalenin güneybatı köşesindeki Gözetleme Kulesi’nin bitişiğinde inşa ettiği yedinci kapı olarak bilinen burçtu(bastion). Cardona, bu yapının iç kaleye giriş ve çıkış lentosunun üstüne Liman Kule’ye monte ettiğinin birebir aynısı olan mermerden arma rölyefler yerleştirmişti.(7*age)
Kale Komutanları Francesc de Boxols ve Aymerich de Spilles, 1472’nin ilk aylarından itibaren dönüşümlü olarak inşai işlere girişmişti. Aynı rölyefte armalarının birarada yontulması, birinin başlattığı işi diğerinin bitirdiğinin kanıtıydı. Boxols, batı perde duvarının güney kısımlarında yükseltme ve kalınlaştırma çalışmaları sırasında düzgün ve birbirine eşit kesilmiş usta işi taş bloklar kullanırken, şahsına ait mermer arma rölyefini yerleştirdiği aynı perde duvarın kuzeyinde tam aksine toplama taşlar kullanmıştı. Sağlam duvarlardan oluşan güney kısıma yerleştirdikleri iki rölyefin küçük olanında sadece ikisinin arması yontuluyken, büyük olan grup rölyefin üzerinde Hz. Meryem-Çocuk İsa, Papalık-GM Orsini, Havari Aziz Petrus, Mecdelli Azize Meryem, Azize Katherine figürleriyle ile Boxols-Spilles arması yontuluydu.(7*age)
Haçlı Donanması Akdeniz-Ege’de
Venedik Senatosu, Eğriboz(Negroponte) felaketi sonrası hem fazlasını ve beterini yaşamamak hem Haçlı Seferi hazırlıklarına zaman kazanmak için Babıali ile bir kez daha diplomatik temas kurma kararı almış, ardından Marco Aurelio adında birini Constantinople’ye elçi gönderip barış andlaşması yapmak istediğini bildirmişti. Aynı Senato, diğer taraftan korkusuz Caterino Zeno’yu Akkoyunlu ülkesine yollayıp kendilerinin donanma ile denizden saldıracağı haberini verip Uzun Hasan’dan da karadan saldırmasını istemişti.
Bu arada Papa Sixtus, Kardinal Oliviero Carafa’nın önderlik edeceği Haçlı seferi filosunu 144.000 altın florinle finanse etmiş, Venedik ile Napoli’den bu filoya gemi ve asker taahhütleri almış ve tüm hazırlıkların bitirilmesini sağlamıştı. Papa IV. Sixtus, demir alma günü geldiğinde St. Peter’s meydanında düzenlenen ayinden sonra Ripa Grande limanına gitmiş ve Kardinal Carafa’nın kadırgasına çıkarak güverteden donanmayı kutsamıştı. Nitekim Kardinal Carafa filosu 9 Haziran 1472’de Ostia’dan Napoli’ye, oradan da Ege’ye(Adalar Denizi) yelken açmıştı. Haçlı Filosu Floransa’dan 47, Papalıktan 19, Napoli’den 17, Dalmaçya’dan 12 olmak üzere Rodos St Jean Hospitaller Şövalyeleri(Bodrum Kalesi’nden de), Ege’nin küçük dukalıkları, Kıbrıs Krallığı’ndan katılan gemilerle birlikte 87 kadırga ve 15 nakliye gemisinden oluşan bir donanmaya dönüşmüştü. Donanmayı oluşturan filoların Francesco Zustignan, Polo Muazzo, Vettor Soranzo, Stefano Malipiero, Pietro Moncenigo gibi komutanların herbirine talan edilmek üzere hedef bölgeler tahsis edilmişti.(*8)
Venedikli tarihçi Domenico Malipiero’nun yazdıklarına göre Kardinal Carafa komutasındaki Hıristiyan Donanması, ilk olarak müttefikleri olan Uzun Hasan ve Karamanoğullarına güç gösterisi yapıp güven vermek için Osmanlıların Karamanlılardan aldığı Silifke(Seleucia) ve Kız Kalesi’ni(Corycus) kuşatıp yağmalamıştı. Ağustos ayında Antalya’yı(Adalia) kuşatan Haçlı Ordusu, limana girişi engelleyen zinciri kırarak kıyıya yakın ev ve depoları talan etmişti. Kardinal Carafa, burayı daha sonraki operasyonlarda merkez üssü olarak kullanmak istemesine rağmen Venedikliler şehri yakıp yıkarak bir Osmanlı garnizonunu yok etmenin intikam hırsı ve hıncıyla hareket etmiş, acımasız bir katliama girişerek gemilere 215 Türk kafası monte etmişti.(*9)
Haçlı Donanması’nın sonraki hedefi Balad kadar ünlü bir ticaret limanı olan Sıravolos Yarımadası’ndaki Aspat(Strobilos-Strovili) olmuştu. Burada 400 kadar hane yakılıp yıkılmış, sağ kalan ahali Türk, Rum,Yahudi demeden esir alınarak köle yapılmak üzere gemilere doldurulmuş bu arada at, öküz, halı-kilim, tütsü, kumaş, çuvallar dolusu erzak, arpa, çay, mum yağ, şeker gibi ticari mallar, ev eşyaları gemilere taşınmıştı(*10). Prof Anthony Luttrell bir makalesinde Strobilos(Aspat) saldırısıyla birlikte çevredeki Türklerin temizlediğini, başka bir batılı kaynakta ise zaman zaman Türklerin kale önünde birikip etkisiz taciz ateşleriyle naralar atıp gösteriler yaptığı yazılıdır.
Haçlı Donanması, Strobilos(Aspat) ve çevresinin yağmasından sonra 13 Eylül 1472’de İzmir’e yelken açmış ve hem karadan hem denizden saldırı sonucu şehir yağmalanmış, bu arada antik anıtlarının çoğu yok edilmişti. Kuzeye ilerleyen Donanma Gelibolu’daki Türk cephaneliğini ateşe vermeyi başarmış, ancak Çanakkale Boğazı’na girmeye cesaret edememişti. Venedikliler daha sonra kış için Anabolu’ya(Mora-Nauplia) çekilmiş, ancak Papalık Filosu gemilerin bordası ve yelken direklerinde kesilmiş Türk kelleleriyle İtalya’ya dönmüştü. Carafa’nın 23 Ocak 1473’te Roma’ya dönüşü zafer alayı şeklinde olmuştu. Yağma mallarıyla dolu develer, atlar, Türk esirler cadde ve sokaklarda gezdirilmiş, Antalya limanın zincirleri St. Peter Meydanı girişi kapısına törenle asılmıştı. Haçlı Donanması’nın bu seferi, IV. Sixtus’un saltanatının en büyük başarılarından biri olarak kabul edilip tarihe not edilmişti.(*8age)
Papa ve Venediklilerin öncülüğünde oluşturulan Haçlı Ordusu, 1470’deki Eğriboz’un istilasına karşı iki sene sonra misilleme yaparak Akdeniz-Ege kıyılarının yerleşim ve limanlarından pekçok Türkü esir alıp beraberlerinde İtalya’ya götürmüştü. Bunların içinde Bodrumlular da vardı.
Devam edecek…
mehmet cilsal-tarih araştırmacısı
KAYNAKLAR:
1*-*Itinéraire d’Anselme Adorno en Terre Sainte (1470-1471)/ Archaeology and Architecture of the Military Orders by Michael Heslop
2*-Le château Saint Pierre et ses campagnes de construction by Prof Jean Bernard de Vaivre
3*- HOSPITALLER PIETY CRUSADER PROPOGANDA THERE by M VANN DONALD KAGAN
4*- THE PAPACY AND THE LEVANT(1204-1571) by KENNETH M. SETTON
5*- (Archieve of The Orders of The Malta. 74, f. 47v.) LES HOSPITALIERS DE RHODES AU REGARD DE LEUR VOEU DE PAUVRETÉ AU XVe SIÈCLE (1420-1480)
by Pierre Bonneaud
6*-Hospitaliers catalans en Méditerranée au cours du sièclem by Pierre Bonneaud
7*-“Une campagne de travaux méconnue au château Saint-Pierre au XVe siècle”
by Prof. Jean-Bernard de Vaivre
8*- The Patronase of Cardinal Oliviero Carafa (1430-1511), by Dr. Diana Norman
(Arch, di Stato di Venezia, Sen. Secreta, Reg. 25, dated 27October, 1472)
9*- The Aqquyunlu, clan, confedarion, empire by John E. Woods
10*-“La Storia İtalia-Anali Veneti(1457-1500)”,by Del Senatore Domenico Malipiero