Çarşamba, Ağustos 7, 2024
Ana SayfaGenelBodrumlu avukat kadınlar: Kadın düşmanlığı üzerinden sürdürülen yeni bir anayasa girişimi hiçbir...

Bodrumlu avukat kadınlar: Kadın düşmanlığı üzerinden sürdürülen yeni bir anayasa girişimi hiçbir koşulda kabul edilemez.

Muğla’nın Bodrum ilçesinde kadın avukatlar adliye önünde basın açıklaması yaparak 8 Mart dünya Kadınlar Günü’nde kadınların adalete erişim hakkının ihlale uğradığı ceza yargılamasında, savunma hakkının özellikle yaşam hakkı ihlallerinin toplumsal cinsiyet rolleri kapsamında meşrulaştırılması yönünde kötüye kullanılmakta olduğunu belirtti.

 

DEPREM BÖLGESİNDE SORUMLULUK SAHİBİ OLANLARIN ETKİSİZLİĞİ YÜREKLERİMİZİ BURKTU

Basın açıklamasını Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu adına avukat Esra Soylu Gümrah yaptı. Gümrah açıklamasında “6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle arama kurtarma çalışmaları ve sonrasında, enkaz başlarında ailesini ve yakınlarını arayan, çalışmalara yardımı dokunan, umutla bekleyen kadınların görüntüleri ile yüreklerimiz burkuldu. Tüm bu toplumsal acı, yetki ve sorumluluk sahibi olanların etkisizliği nedeniyle kat be kat arttı.Yaşanan afetin sonuçları ile kadınların vermiş olduğu mücadelenin haklılığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Ülkemizde çok uzun yıllardır yürütülmesi zorunlu olan afet öncesi alınacak önlemler ve sonrasında yapılacaklara ile ilgili politikaların özellikle toplumsal cinsiyet açısından da ne derece yetersiz ve etkisiz olduğu son yaşanan afet sonrası ortaya çıkmıştır” dedi.

 

AFET BÖLGESİNDE CİNSEL TACİZ, SALDIRI ZORLA ÇALIŞTIRMA MAĞDURU İNSANLAR VAR

Gümrah açıklamasının devamında ise afetlerin getirmiş olduğu sonuçlar evini ve yakınlarını kaybeden kadınların yaşamış oldukları güvencesizlik, ekonomik ve güvenlik sorunları sebebiyle insan ticareti, cinsel taciz/saldırı, zorla çalıştırma suçların mağduru olmakla karşı karşıya kalmakta olduklarını endişe ile izlediklerini belirterek  “Hala çocuklarını bulamayan, yakınlarını bulamayan ve başvurdukları hiçbir kurumdan etkin destek göremeyen insanlar deprem bölgesinde YAŞAM mücadelesi vermekte, aynı zamanda cinsiyet ayrımı nedeniyle çoklu şiddet türlerine karşı korunaksız ve güvencesiz bir süreçten geçmekteler. Afet yönetimine hazırlanırken toplumsal cinsiyete duyarlı plan ve programların kadın bakış açısı ile ele alınarak, kadınların sürece katılımının arttırıldığı politikalar geliştirmek afetlerle mücadele edilmesi açıcından yaşamsal bir önem taşımaktadır.Öncelikle toplumsal cinsiyet rollerinin baskısı altında hareket özgürlüğü kısıtlanan kadınların özgürleşebilmesi amacıyla kadının ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel ve psikolojik açıdan daha güçlü kılmak hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğine önem veren politikaların geliştirilmesi için mücadeleye daha da kararlılıkla devam etmek şart olmuştur.Afet bölgesinde çocuk ve yaşlıların bakımı temizlik, yemek, bakım gibi tüm sorumluluklar çoğunlukla yine kadınlar tarafından üstlenilmektedir. Bu sorumluluklarla birlikte afetin yaşattığı olumsuzluklardan daha fazla etkilenmektedirler. Ancak hiç şüphemiz yok kadınların mücadelesi ve dayanışması ile yeni yaşamlar inşa edilecek” ifadelerini kullandı.

 

 

KADIN DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN SÜRDÜRÜLEN YENİ BİR ANAYASA GİRİŞİMİ HİÇBİR ŞEKİLDE KABUL EDİLEMEZ

Gümrah açıklamasının sonunda ise kadınların adalete erişim hakkının ihlale uğradığı ceza yargılamasında, savunma hakkının özellikle yaşam hakkı ihlallerinin toplumsal cinsiyet rolleri kapsamında meşrulaştırılması yönünde kötüye kullanılmakta olduğunu gözlemllediklerini belirterek “Bu cinsiyetçi yargılama sürecini, yasal düzenlemeleri uygulamaktan imtina eden, mesleklerini icra ederlerken cinsiyetçi bakış açısına sahip yargı mensupları ve meslektaşlar toplum içerisindeki cinsiyetçi değer yargılarını aynı şekilde davalarda da yansıtmaktalar. Mahkeme salonlarında, failin suç eyleminden çok, kadının yaşam tarzını, örf adet ve geleneklerin yargılamanın parçası yapıldığını, bununla beraber suç eylemini meşrulaştırmaya dayanan bakış açısının uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuata aykırı olduğunu ve bu alanda mücadelemizi sürdüreceğimizi hatırlatma gereği duyuyoruz.Hukuku ve usulü keyfi ya da kısmi uygulamanın, kadına yönelik erkek şiddetine karşı etkin mücadele etmek anlamına gelmediğini özellikle vurgulamak istiyoruz. Tüm bu hak ihlalleri, kadınların adalete olan güvenini sarsmakta olup, şiddet sarmalından çıkma cesaretini kırmaktadır. Sivil alanın daraltıldığı, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı bir siyasal ortamda yeni bir anayasanın tartışılma zemini olmadığını vurgulamak isteriz. Kadınlar katledilirken, her türlü şiddete maruz bırakılırken, kadınlara hukuki güvence sağlayan yasalar ve uluslararası sözleşmelerin uygulanmaması için ayak diretilirken, kadın düşmanlığı üzerinden sürdürülen yeni bir anayasa girişimi hiçbir koşulda kabul edilemez” diyerek sözlerini tamamladı.

 

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler HABERLER

Son Yapılan Yorumlar