Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Ortakent Mahallesi’nde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20.08.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğüne giren 1 milyon 100 metrekarelik hazine arazisinin imara açılmasına karşı olarak Bodrum Belediyesi öncülüğünde kentteki tüm paydaşlarla birlikte eylemler yapılmıştı. Ortakent Mahallesi’nde aşırı betonlaşmanın önünü açan karar için çeşitli eylem ve basın açıklamaları düzenlenirken Bodrum Belediye Başkanlığı yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için Danıştay’a dava açmıştı.
ARKEOLOJİK VE DOĞAL SİT ALANLARI OLAN BÖLGEDE YAPILAŞMA OLMAZ
Danıştay Altıncı Dairesi “Davaya konu planların yapıldığı alan 3. derece doğal sit alanı olarak ilan edilmiş bir bölgenin içinde olup çeşitli arkeolojik sit alanları, kalıntılar ve tescilli yapıları da barındırdığından 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa uygun olması gerekirken davaya konu 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planlarının plan açıklama raporunda doğal sit alanına ve alan içinde yer alan arkeolojik sit alanlarıyla tescilli kalıntı ve yapılara ilişkin alan araştırması yapıldığı, ancak bu verinin plan kararlarını nasıl şekillendirdiğine, doğal ve arkeolojik alan koruma yaklaşımı olarak nasıl bir plan yaklaşımı benimsendiğine ilişkin hiçbir açıklamanın yer almadığı, orta ve kuzey bölgelerinde yer alan tüm arkeolojik sit alanlarının ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının yeşil alanlar içine isabet edecek biçimde bir planlama yapıldığı, ancak en güneyde yer alan 3. derece arkeolojik sit alanının diğerlerinden farklı olarak ticaret+turizm+konut olarak belirlenen kullanımın içinde yer aldığı, hatta üzerinden taşıt yolu da geçtiği, 2863 sayılı Kanun gereği bir arkeolojik sit alanı ile ilişkili olarak etkileşim-geçiş sahalarının, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarının planda belirtilmesi ve plan kararlarını yönlendirmesi, şekillendirmesi ve sınırlandırması gerekirken bu doğal sit ve arkeolojik alana ilişkin olarak plan paftasında bir koruma yaklaşımının benimsenmemiş olmasının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa aykırılık taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, hukuka aykırı imar planlarının uygulanması hâlinde giderilmesi güç veya imkânsız zararların doğacağı sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçeleriyle açıkladığı kararında “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 6352 sayılı Kanun ile değişik 27. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen şartların birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne, dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına ” karar verdi.
BODRUM’A RANT GÖZÜYLE BAKILMAMALI
Bu süreçte duyarlılık gösteren Bodrum Kent Konseyi, TMMOB, diğer ilgili tüm STK, Dernek, siyasi parti temsilcileri ve çevre gönüllüsü vatandaşlara teşekkür eden Bodrum Belediye Başkanı CHP7li Ahmet Aras “Mülkiyeti Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunan ve yüzölçümü toplamı 1.102.309,61 metrekare olan araziye ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca hazırlanan plan değişikliklerinin 5 Ekim 2020 tarihinde askıdan inerek yürürlüğe girmesinin ardından hukuki mücadelemizi başlatmıştık. 6 Ekim 2020 tarihinde Danıştay nezdinde yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle de davamızı açmıştık. Planlarda yapılan değişiklilerle kentin nefes aldığı önemli alanlardan biri konut, ticaret ve turizm alanına dönüştürülecekti. Doğal, tarihi ve kültürel zenginliği ile 3500 yıllık bir geçmişe sahip Bodrum’da tüm paydaşlarımızla bu kenti korumaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Bodrum’un bir rant alanı olarak değil korunacak bir dünya mirası olarak görülmesi gerekiyor.” Dedi.